30 Mayıs 2008 Cuma

Doktoramcam


İlk web sayfamı yapalı on seneyi geçti.
Resimlerin çekilmesi ve işlenmesi, tablo ve şekillerin çizilmesi,
flash animasyonların hazırlanması, sayfanın içeriğinin yazılarak
doldurulması gibi, ortada görünen her şeyi kendim yaptım.
Sonuçta, bu işi becerebildiğimi görmek bana yetmiş olmalı ki,
gerisini getirmedim.

Bu arada sayfam internet rüzgarları ile savrulmuş,
adresi bile değişmiş ve de ulaşılamaz hale gelmiş te
bir hastamın annesinin araması ile uyandım.
Oysa sayfam - bana göre - çok güzel ve yararlı idi.
İçeriği zaten başlıbaşına çok zevkli bir uğraşı da,
bir web sayfası tasarımı yapmanın
ne kadar keyifli bir iş olduğunu anımsadım.

Haydi bakalım yeniden başlayalım. Eski sayfamdan bazı alıntıları
Nostalgia başlığı altında bulacaksınız.

14 Mayıs 2008 Çarşamba

Yine, gene, yeniden


Doğduğumda i n t e r n e t yoktu ..


Anımsadığım ilk ciddi ve büyük bilgi kaynağı,
öğretmen olan amcamın almış olduğu
altı ciltlik aynı bu yeşil renkli Hayat Ansiklopedisi dir.

Maaşım 50 bin lira iken IBM PC 1.5 milyon lira idi.
3 maaşım yani 150 bin liraya Commodere 64 aldığımda
otuz yaşındaydım.

Otuz beşinde İlk IBM PC 'im masamdaydı.
8086 işlemci ve 20 MB hard disk.

Bilişim teknolojisi,
bilincinde olduğum yaşam dilimi içerisinde gelişti
ve dev adımlarla ilerliyor.

Reşat Nuri Güntekin, hayatı ve eserleri diye ödev verildiğinde,
Hayat Ansiklopedisinden bulur ve
- yazı kaymasın diye altına daha önceden tükenmez kalemle çizdiğim -
tek çizgili sayfanın üzerine iliştirdiğim,
şimdi A4 dediğimiz çizgisiz sayfalara yazardım.

Şimdi tek dokunuş ile milyonlarca sayfa parmağımın ucunda.

Ne güzel değil mi ?

Bilgisayar teknolojisinin, internetin ve arama motorlarının da
gelişimine tanık olmuş bir kişi olarak
işte tam tam bu noktada söyleyeceklerim var.

Gelişimin, bilimin ve teknolojinin önünde durmak
ve hele karalamak asla söz konusu olamaz.

Ancak eskiden felsefenin yol gösterdiği bilimlerin,
felsefenin yol göstericiliği ortadan kalktıktan
ya da ortadan kaldırıldıktan sonra
ne yönde geliştikleri

sorgulanması gereken
çok önemli bir konu.


On -oniki yaşlarında iken
şimdi artık köhnemiş Hayat Ansiklopedisinden
doğru ve geçerli bilgiye ulaşmanın
- bu gün parmağımın ucundaki milyonlarca sayfaya göre -
çok daha sağlıklı olduğunu görüyorum.

Tıp Fakültesinde öğrenciyken ve uzmanlık eğitimi sırasında,
bilimsel yazılara ulaşmak için,
üniversitemizin kütüphanesinde index medicus denen
dev dizinlerden günlerce tarama yaparak,
istediğimiz yazıların fotokopilerini Amerikadan
National Lbrary 'den isteyerek aylarca bekleyip,
dünya fotokopi parası verdiğimizi unutmuyorum.

Arama motorlarının olağanüstü güçlerini de
asla gözardı etmiyorum.

Burada sözünü ettiğim,
sıradan insanların
bilgisayarının başına geçerek, arama motorunun penceresine
ister çocuk sağlığı gibi genel
ve isterse de zatürre aşısı gibi daha özel bir konuda
tıkladığında başına gelenlerdir.

Yaklaşık onbeş sene önce ilk web sayfamı yaptığımda
anahtar kelime olması için doğal olarak
bebek, ateş gibi şeyler yazdım.

Arama motorlarında aradığımdan
bütün ateşli yavrularınn ekranımı doldurduğunu gördüm.

O zamanlar arama motorları,
web sayfasının başlığında bulunan kelimelere göre
tarama yapıyorlardı.

Herhangi bir beleş sayfanın başlığına
gerekirse zemin renginde yani görünmez karakterlerle
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa yazıp tanıttığınızda
insanların binlerce dolar ödeyerek yaptırdıkları
Sony.com filan gibi sitelerin önüne geçebiliyordunuz.
Söylemeye gerek yok,
porno siteleri meydanı kimseye bırakmıyorlardı.


Google bu kavramı çok köklü bir şekilde değiştirdi.
Az önce google penceresine bebek yazıp tarattım.
Ancak 87.sayfada bir tane şişme bebek çıktı.

Bu gerçekten çok güzel ve olumlu bir gelişme.
Ancak bu kez de başka bir sorunu yaratıyor :
Parayı veren düdüğü çalar.

Google, sıralamayı
bunun için kendine ödenen paraya göre yapıyor.

Kullanıcının özelliklerine göre
çok karmaşık bir algoritma kullanıyor.

Örneğin tv yazıp tarattığınızda
hem web ve hem türkçe sayfalarda

ilk sırayı Canlı Tv alıyor
ve ilk yabancı site olan Yahoo ! TV nin yeri aynı.

Amerika veya Brezilyadan tarama yaparsanız sıralama farklı.
Verilen paraya bir itiraz olmaması için
kendilerine göre geliştirdikleri ölçülerle davranıyorlar.

Örneğin bir Türk firması olarak dünyanın parasını verdiğimde,
Almanyadan arama yapan Türk vatandaşlara ulaşabilmek için
ip numarasının gösterdiği ülkeye göre değil de
kullanıcının bildirdiği dile göre sıralama yapılmasını isteyebiliyorum.
Almanyada domuz sosisi satan bir firma da
domuz eri yemeyenlerin tarayıcılarında ön sıralarda görünmek için
dünyanın parasını ödemek istemiyor doğal olarak.

Sonuç olarak,
hangi düzenlemeyi yaparsanız yapın,
günümüzde internetten doğru bilgiye ulaşmak bir sorun.

Sevgiler.